Devamı Hayat "1963 Öncesi Tanıtım Yazısı"

 
1963 ÖNCESİ YAŞANMIŞ ANILAR-OLAYLAR

Yazı makinemi doğduğum yıl olan 1963 yılının öncesine taşıyorum... Gerçekten uzun ve zorlu bir maratonun yazıları bunlar. Ancak bu bölümde yer alan makaleleri yazarken benden önceki dönemlere ait yaşananların anılar serisine tarihsel boyutta zenginlik katabileceği düşüncesiyle çeşitli kaynaklara başvurarak hareket ettiğimi not etmek istiyorum.

Evet, gerçekten de bu bölümde yer alan makalelerin oluşturulması, derlenip toparlanması, yazıya dökülmesi epeyce bir zaman aldı

Tek nedeni de şu: 

1963 öncesinde yaşanmış, iz bırakmış belirgin tarihsel olayları, kimlikleri, kurumsal yapıları ve özellikle de Saymanlara, Mumculara ve Akbillere ilişkin hayat hikâyeleri için yaptığım kaynak araştırmaların derinlemesine bir süzgeçten geçirilmesi gerekliliği idi...

Çok miktarda kitaptan, ansiklopediden, gazete ve dergilerden faydalandığım kadar konuşan çevremi de kullanma fırsatım oldu. Bana bu projemde destek olan herkese minnettarım. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Bu bölüm içinde programlayarak yazdıklarımla amacım henüz kendimi, kendi yaşamıma ait parçacıkları anlatmak değildi; ziyadesiyle benden önceki yaşamlara yer vermek önemliydi. Ayrıca işe köklerim ile başlamak hem omuzlarıma yüklediğim bir görevdi hem de kendi anılarıma yer vereceğim zaman geldiğinde köklü bağlantıların kurulmasında kolaylıklar sağlayabileceği düşüncesi ve gerçeği önümde duruyordu...

Velhasıl kelâm, 1963 öncesini hatırlatarak işe başlamak benim açımdan ayrıca çok büyük bir onurdur. Köklerimin üstlendikleri çok değişik yaşam biçimlerini, yaşadıkları ilginç olayları, çevrelerinde olup bitenleri, gözlemlerini mümkün olan ölçülerde aktarmaya çalıştım. Bunları yaparken onları sarmalayan tarihsel olayları da es geçemezdim. Gerek dünyada gerek Türkiye de yaşanan bir dizi tarihi gözler önüne benim penceremden bakış açısıyla dile getirmeye çabaladım. Böylece çok uzun yıllara dağılan bir zaman diliminde çeşitli duraklara yolculuk etmenin tadını çıkardım.

Siz “nOSTALJİ iNSANI” izleyicilerinin de böyle bir hazzı yaşayacağını umuyorum...

[📷 Pire🚲 ile İstanbul Turları, Caddebostan, (Ağustos 2017).]

Doğal olarak 1963 yılı öncesinin çok ama çok uzun metrajlı bir film olduğu gerçeğinden sapmayarak şunu söylemekte bir sakınca bulmuyorum. Bir tarafta köklerim yerleşik düzenlerine kavuşuyorlar, diğer tarafta Türkiye, Osmanlı’nın monarşisini yıkıp cumhuriyetine kavuşuyor ve sancılı bir yenileme düzeni ile karşı karşıya kalıyor. Hatıratlara bir başlangıç için, tüm bu yaşananların inanın salt bir bireyin yaşamöyküsünden daha ilginç olduğunu sanıyorum. Kaldı ki, bu bölümde anlatılanlar hiçbir şekilde bir düşün ürünü değildir, gerçektir. Sadece edebiyat azminin yüklediği özellikle kök ailelerimle ilgili kurguladığım konular zaman zaman düşsel tohumları taşımakla birlikte özünde, yani kurgunun merkezinde yatan gerçeği, dekoratif biçime dönüştürmüştür, o kadar... Elbette benim penceremden görünen şekliyle... Tabii burada ne kadar başarılı oldum, bunu da izleyicinin takdirine bırakıyorum...

[Tümünü 2008 yılı içinde yazdığım bu serinin makalelerinden bazılarını orijinalitesini bozmadan, hatta özgün fikirlerine dokunmadan güncelledim, yeni kaynaklar kullanarak geliştirdim.]

[📷 Teyze yeğen bir arada, Büyükçekmece, (Nisan 2008).]

Düşünmenin en güzel yolu düşlemek ve yazmaktır.

Bir anlamlı deyiş vardır: “Söz uçar, yazı kalır”. Yaşananlar kesinlikle yazılmalıdır. Hem de hiç bir ayrıntıyı atlamadan yazmak, hatırlamanın en mükemmelidir.

Ben de, bu ilk seriyi köklerime, dünyada ve Türkiye'de yaşanmış olaylara, dolayısıyla benden önceki yaşamlara yer vererek yazmanın yalnız o günlere değil, hatta bugüne bile değil, geleceğe de not düşmek, iz bırakmak gibi bir yarar taşıdığına inanıyorum...

Kanımca yaşamöyküsünü, insanların yapıtları, bugün ve gelecek için yaptıkları oluşturur. Yeri geldiğinde hep sözünü ediyorum. Köklerimizden biz yaşayan bugünün evlatlarına kalan yazılı bir miras olmadı. Bu nedenle onlara ait yaşamlar hep taşınan laflarla devamlılığını korudu. Şimdi, bu bölüm içinde ben ‘bir başkası’ olarak onları anlatmaya çalıştım. Hiç bir kandırmaca ile karşı karşıya kalmadım. Genellikle insanların en kolay kendilerini kandırdıkları varsayımını çok kuvvetli buluyorum. Bunun için kişinin kendi kaleminden çıkan yaşamöyküsü ve anılar yansız olmayabilir; yanlışlar hatta hayal ürünleri ya da yakıştırmalar içerebilir.

Ancak tüm bu somut gerçeklik içinde ben kandırmacadan olağan gücümle uzak durmaya çalıştım; ve serinin bundan sonraki bölümlerinde de özellikle kendi yaşamımı anlatacağım yerlerde ne kendimi ne de bir başkasını kandırmaya hiç ama hiç ihtiyaç duymuyorum. Bu nedenle de yazıya dökeceğim anıların gerçekler somutundan kaçmadan kaleme alınacağından, birilerini kıracak olursam diye de peşin özrü satır aralarına ekleyerek bitiriyorum...

[📷 Oğlum Çarli (Arcan Çağrı) ile birlikte Seval Sitesi’nde, Antalya, (Mayıs 2002).]

Ülkemizdeki dinamik karşıtlıklar ortamının, yazmaya elverişli zengin malzeme sağladığına gerçekten inanan birisiyim. Karşıtlıklar ülkesi Türkiye, akla kara arasında uzanan bir büyük kara parçasıdır. Coğrafi olarak bile böyle değil mi? Kuzeyimizde Karadeniz, güneyimizde Akdeniz... İşte DEVAMI HAYAT'a konuk olanlar için de ak ve kara her şeylerine yansıyor. Hepsi aslında bu coğrafyanın bir ürünü. Neler yaşamışlar, nereye kadar ilerlemişler? Okuduklarınızın, kapsadığı döneme, geniş bir coğrafyada tanıklık ettiğini düşünüyorum...

İnanın bu yazım serüveni bana çok ama gerçekten çok keyif verdi. İkinci cildin devamında; 1963 oluşumuyla başlayıp 1967 yılı ile noktalayacağım, 1963 sonrası döneme ait “İkinci Bölüm” makalelerinin de en az bir öncekinden farksız heyecanlar ile süreceğini müjdelemek istiyorum. Zaman sabırsız bir çalıkuşu gibidir. Şimdi izninizle ikinci bölüm hazırlıklarına başlamak istiyorum... 

***...*** 

[📷 Çok sevdiğim Şakacı Sokaklılar ile birlikte Seval Sitesi’nde, Soldan sağa: Emel Sayman, Hürriyet Eligül, bendeniz, (kucakta) Çağrı Sayman, Turhan Eligül, Gülzerrin Eligül, (kucakta) Meltem Eligül, fotoğrafı çeken: Siyami Eligül, Antalya, (Eylül 2000).]

1963 ÖNCESİ YAŞANMIŞ ANILAR-OLAYLAR

gEZENTİ bİSİKLETin gediklisi, meraklı ŞAKACI SOKAK okuyucusunu yerinden zıplatacak EK “hatıratlar”ın makale dizini yıllara göre şöyledir: 

1876-1944 

[*] Ah Şu Akortsuz Kalbim (Buna EK-01’de yer verdim.)

[*] Dört Mevsim Romansı Bir Yaşam Yontusu (Bir sonraki EK-06 makale.)

[*] Sırlarımı Söyledim Dostuma O da Söyledi Dostuna (Buna “Trace Back to Past ~ Geçmişe Doğru” içinde yer verdim.) 

1876-1944 

[*] Zalim Bir Dünyaya Merhaba

[*] Masumiyete Fişekli Veda

[*] Bağ İdiler Bostan Oldular

[*] Eşeği Çağırırlar Toya, Ya Oduna Ya Suya

[*] Düğün Olur İki Kişiye, Tasası Düşer Mahalle Köşesine

[*] Kapıya Varmadan Eşikten Geçen Dedem

[*] Naylon Hayatlar Naylon Umutlar

[*] Tarihin Derinliklerinde Kalanlar

[*] Oğullar ve Kızlar, Gelinler ve Damatlar

[*] Yeşil Ördek Gibi Daldılar Derinlere

[*] Mustafam Orada Ağlar Ben Burada

[*] Postalın Kalleşi Ayağı Arkadan Vurur

[*] Savaşa Karşı Tek Kanatla Uçan Barış

[*] Evlilik Damını Kuranlar Ebenin Gamını Çekerler

[*] Sayman Konak İnşa Ediliyor

[*] Gelin Alacaksan Gelinlikle Alacaksın

[*] Erenköy’de Geceler Şimdi Daha Nurlu

[*] Feodaliteyi Yıkarsa Bu Dede Yıkar

[*] Bineriz Atın Semizine Tez Gideriz Yolun Temizine

[*] Toplumsal Nirvana’dan Akan Kevser

[*] Tasavvuf’un Kâsesinden Ütopya’nın Asimilasyonuna

[*] Örümcek Kafaların Yuvalandığı Patikada “Mevlevi”

[*] Kimliklerden Kayıp İklimlere

[*] Sosyal İçerik... Üstüne Bir Bardak Su İçerik...

[*] Emekten ve Sabırdan Kaçanlar

[*] Çilingir’de Gün Erken Işıyor

[*] Bahçelere Düştü Issız Ağıtlar

[*] Kırıma Doğru

[*] Hayat Karartan Sarsıntılar

[*] Savaşın Kıyısında Üç “K”

[*] Kırk Katır mı, Kırk Satır mı?

[*] Su Testisi Su Yolunda Kırılır

[*] Lokma Olur Hamurdan Bu Gelinin Huyu Olur Çamurdan

[*] Verin Yiyelim, Örtün Yatalım, Bekleyin ki Çıkmasın Canımız 

1945-1962 

[*] Ayağımızda Donumuz Yok, Fesleğen İsteriz Başımıza

[*] Nikâha Giden Arabanın Tekeri Yolla Gelsin Şekeri

[*] Topal Eşekle Kuleli Kervanına Karışan Babam

[*] Kırk Yılın Çarşambası Bir Arada

[*] Armudun Sapı Var Üzümün Çöpü Var

[*] Zaman Sana Uymazsa Sen Zamana Uy

[*] Dünyada Mekânsız Ahrette İmansız Olmaz

[*] Cihan Bir Yana Asker Ocağı Öte Yana

[*] Ya Bu Deveyi Gütmeli, Ya Bu Diyardan Gitmeli

[*] Düğün Dernek Hep Bir Örnek

[*] Oğlan Doğuran Öğünsün Kız Doğuran Dövünsün

[*] Ustamın Adı Hıdır Elimden Gelen Budur

[*] Kazasker’de Bir Şakacı Sokak

[*] 1955’ten 1956’ya Akan Zaman

[*] Kazasker’deki Konakta İlk Cevher: Ailenin Feylesofu

[*] Yumurtadan Çıkan Yine Yumurta Çıkarır

[*] Dirlik Nerede Mumcular Orada

[*] Söz Var İş Bitirir Söz Var Baş Yitirir

[*] Kazasker’deki Konakta Bir Taannüt Kraliçesi

[*] Hale Gözler Hadımköy’ü Işıldatıyor

[*] Kim Daha İnatçı Ben mi, Maviş mi? 

***...***  

Yaşamımdan Damıtılmış Anılar”ın 1963 öncesi dönemine işaret eden, 5 Ocak 2008’de yazdığım bu tanıtım makalesini, aynı zamanda Şakacı Sokak anı-yaşam dizimin ana karakterlerinin geçmişi ile ilgili perdeyi ortadan kaldırmasında önemli bir girişi desteklediği için de buraya eklemek ihtiyacı duydum. [Bakınız: C-10]

Seref Sayman

Lara / Antalya, 5 Ocak 2008  

[📷 Günlerden bir gün Yaşam Merkezimde, Saros, (Ekim 2018).] 

(*) Önceki Makale: Kayıp Biyografilerde Köklerin Romanı

(*) Sonraki Makale: Dört Mevsim Romansı Bir Yaşam Yontusu 

***…*** 

[ÖNCEKİ] << [ANILARIM] >> [SONRAKİ] 

>>> [İçerikDizini] 

***…***