HAYALİ EDEBİYAT

 RUHSAL DEVİNİMİ İFADE EDEN YAZILAR ARASINDA

HAYALİ EDEBİYAT


Hayali Edebiyat” içinden seçmeler: Sanatsal & Kültürel havadisler yağıyor hayatıma...


gEZENTİ bİSİKLET & Gezenti Şeref’in Hayali Edebiyat Odası


Bir Çin atasözü şöyle der: “En silik mürekkep, en güçlü hafızadan iyidir.

Hayali Edebiyat Köşesi: Düş Görüntüleri” programında, bir yıla ait her ayın Türkiye'sinin ve Dünyasının güncel bir edebi etkinlik resmini sunmayı amaçlıyor. Hepimizin bildiği gibi günlük sanatsal ve kültürel etkinlikler, bu alanda çıkan haberler, televizyonların, gazetelerin günlük temposunda akar. Gündeme düşen her yeni haber bir öncekini iter ve üstelik bugünkü gibi yaygın bir iletişim ağıyla ve kolaylaştırıcı medyatik tekniklerle daha hızlı damlayarak yolunu bulur ve öncelini kendisine yer vermesi adına dürter. Bu hızlı akıntı içindeki haberler ve olaylar, aslında, akmaz; her biri bir yerlerde, bir köşelerde birikir. Neresinden bakarsak bakalım bunların hepsi, karmaşık bir bütün olarak yaşadığımız dünyadır.

Düş Görüntüleri”, işte bu birikme yerlerini, birikme köşelerini, neyin biriktiğini ve birikenlerin nasıl bir “bütün” yarattığını gün gün, hafta hafta, ay ay, yıl yıl göstermeyi hedefliyor. Üstelik ta çocukluk yıllarımdan başlayarak. Dolayısıyla, bu sanatsal manzarada dolma kalemimin ucundan çıkmış çok çeşitli edebi yazılar var. Diziler var. Kültür-sanat üzerine eğilmiş betimlemeler var. Hayal dünyamın faaliyet alanlarına giren, toplumsal gündemi bir hayli meşgul eden ve hatta öne çıkan başlıklı ayrıntılar var. Sosyal tartışmalar var. Ve çocukluğumun en büyük sevdası ‘sinema’ var. Elbet, “Düş Görüntüleri”, bu resimsiz ecnebi ve yerli filmlerin saklanabilir, gerektiğinde jeneriklerine tekrar tekrar bakılabilir, bilgilerine başvurulabilir olmasına önem veriyor. İlgi duyabileceğiniz bir SANATSAL GÜNDEMİ KAÇIRDIK DEMEYİN, GÜNDEM BİR TUŞA DOKUNMAK KADAR SİZE YAKIN...


Bu çevrim içinde
laflara doymadan yıkanacağımız arı suyu arıyoruz.. pis sulardan arınmak için yola çıkıyoruz.. iki suyun arasındaki zaman aralığı bizi düşünmeye itiyor.. zaman ve yaşattıkları, ya da yaşatmadıkları.. zamanla törpülenişimiz.. zamandan edinimlerimiz.. ve zamanla yitirdiklerimiz.. sahneye çıkan diyalektiğin zamana dayanması, “Hayali Edebiyat” esintisine dayanmasıyla aynıdır.. sanki haberimizin olmasını gerektiren parçaların tamamının odak noktası, çok, çok eski, ama aynı zamanda da en ileri ölçüde modern bir yazgı anlayışı.. mutlaka herhangi bir zamanın içinde doğan ve yine mutlaka herhangi bir zaman parçasıyla sınırlanan insanoğlunun, kendisinden çok önce başlamış bir sonsuzluk nehrine kendi yaşantılarından bıraktıkları.. daha doğrusu bırakabildikleri.. kimi zaman ise bırakamadıkları.. öyle sanıyoruz ki, bu çevrim içinde dile gelen etkin düzenlemelere ve eleştirilere kulak verebilenler, kendi kişisel tarihlerine yelken açmanın farklı boyutlarıyla zenginleşeceklerdir.


Burası niye var?
bir oğlum olacak adı temmuz / öfkede benden fırtına / sevgide deniz / ne samanyollarının ulu kervanları susuzluğumun / ne kutupşafaklarında tanrılaşması ilkelliğimin / temmuz gibi sıcak ve bereketli / temmuz gibi uçsuz bucaksız / bir oğlum olacak adı temmuz 
dilinde en güzel sesi Türkçemin / kulağı en yiğit şarkılarla delik  / korkak bir merakla değil yıldızlı karanlığı / vivaldi'yi dinler gibi okuyup anlayacak  / ve belki de / sütdişleri sürerken balaban bir bursa şeftalisine / ay'dan kendi sesini dinleyecek vahşi bir çiçek gibi açılmış gözleriyle 


HAYALİ EDEBİYAT ŞİMDİ DÜŞLERİN ÖTESİNDE DAHA DA GÜR SESLİ!!

Dünü anlamak, bugünü anlamlandırmak için HAYALİ EDEBİYAT hatırat koleksiyonu...

***...***




































***...***