Burjuva, Burjuva Dedikleri

Röprodüksiyon

Sermaye Taklit ve Kopya Yoluyla İlerler

Doğrusu günümüzde o kadar farklı sosyal tabakalar burjuva terimi içinde kendine yer bulmaktadır ki, Fransız yazar Bernanos “Hep burjuvaziden söz ediliyor, ama çok farklı sosyal tipleri bu adla ifade etmenin hiçbir yararı yoktur" demekten kendini alamamıştır.


11 Ekim 1670'te Chambord Şatosu'nda, bizzat Güneş Kral 14. Louis’in huzurunda, Moliere’in “Le Bourgeois Gentilhomme[1] adlı oyununun[a] ilk temsili verilir. Oyunun kahramanı Bay Jourdain, babası kumaş ticaretinden zenginleşmiş bir burjuvadır. Soylu sınıf mensupları gibi gözükmek istemektedir, bu yüzden eskrim, dans, müzik, felsefe ve daha bir sürü konuda hocalar tutar. Para sızdırmak için onu pohpohlayan bir hocasının “Ne güzel nesir konuşuyorsunuz” demesi üzerine, “Ya demek ben nesir konuşuyormuşum” der. Soylularınkine benzeyen süslü bir kıyafet yaptırır ve “Beni izleyin, yeni kıyafetimi göstermek için biraz dışarıya çıkıyorum” der. Bay Jourdain, zengin bir burjuvadır, ama cahil, zevksiz ve taklitçidir.
Bu burjuva veya burjuvazi acaba neyin nesidir? Burjuva kelimesi, ilk kez Batı Avrupa'da 11. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bir kentin (burg) halkını belirlemek için kullanılmıştır. Tüm Eski Rejim boyunca, yani 1789'a kadar, soylu veya ruhbandan olmayan, kollarıyla çalışmayan, kentte oturan ve az çok malı mülkü olan kişileri ifade etmiştir. 19. yüzyılda ise küçültücü anlamlar kazanmaya başlamıştır. Örneğin estetik zevki olmayanlar için kullanılan bir tabir haline bile gelmiştir. Bugün ise, köylü veya işçi olmayan tabakaları ifade eden bir anlam grubu içinde yer almaktadır.

 

***...*** 



Burjuva'nın bugünkü esas anlamlarından biri de, muhafazakâr ahlâki ve toplumsal değerlere sahip olma bağlamı içinde yer almaktadır. Bu açıdan, Batı dillerinde “burjuva yaşam tarzı” veya “burjuvaca davranış”, ilericiliğin, değişmeden yana olmanın, insanlar arası eşitlik anlayışının zıddı anlamlar taşımaktadır. Bunun yanı sıra, sosyologlar burjuvazi içinde en azından dört tabaka görmektedirler. Küçük burjuvazi, örneğin zanaatkârlar[b], küçük tüccarlar, dükkâncılar (büfeciler) gibi unsurlardan oluşurken, bunların bazıları üçüncü kuşaktan itibaren daha yüksek işlere, örneğin imalathane sahipliğine veya daha büyük mülkiyete veyahut memurluğa terfi ederek orta burjuvazi içinde yer almaktadırlar. 6. veya 7. kuşaktan itibaren serbest mesleklere veya iş adamlığına geçişle birlikte büyük burjuvazi de resmolmaktadır. Yüksek burjuvazi ise egemen tabakadır, ekonomi, siyaset ve kültür bu tabakadan sorulur.


Batı Avrupa'da burjuvazinin 11. yüzyıldan itibaren oluşmaya başlamasına rağmen, yüksek burjuvazi ancak 19. yüzyılda belirmiştir. Bu açıdan Türkiye'de “Burjuvalık bizimkilerin üzerinde eğreti duruyor” türünden sözler geçersizdir. Türünün örneği Canan Barlas hanımefendi, burjuvazinin içindeki tabakalaşmayı iyi incelemediği için tek bir burjuvazi var sanmakta, türdeş olduğunu düşündüğü bu burjuvaziyi bazı iyi değerlerle donatmakta ve bir benzerini ülkemizde bulamamaktadır. Oysa Paris veya Londra'nın dükkâncılarına, New York'un memurlarına, Venedik'teki cam atölyesi sahiplerine şöyle bir baksaydı, bunların bizdeki muadillerinden hiç farklı olmadıklarını görmeyi becerirdi. Bizde, Osmanlı'nın son dönemleri ile Cumhuriyet'ten bu yana oluşmaya başlayan burjuvazi, en fazlasından küçük (esnaf) ve orta burjuvazi (sanayici, serbest meslekler) üretebilmiştir. Bu yüzden Türkiye’ye sol pencereden bakış açısıyla bir “küçük burjuvalar denizi” demek çok anlamlı olacaktır. Elbette bu iki tabaka, dünyanın her yerinde aynı bizimkiler gibidir. Gazete köşe yazarları da (kaç para kazanırlarsa kazansınlar) orta burjuvazidendir ve tıpkı ataları Bay Jourdain gibi üst sınıf ve tabakaları taklit etmeye bayılırlar; yoksa gazeteler ve televizyonlarda bu kadar çok magazin olur muydu?[c]

 

***...*** 


DİPNOTLAR & KAYNAKLAR

[a] ‘Soylu Burjuva’,  Ahmet Vefik Paşa bunu ‘Kibarlık Budalası olarak çevirmiştir.
[b] Belki şaşırtıcı ama, soğuk demirci dükkânı olan ve pazar günleri pijamasıyla pikniğe giden biri de burjuvadır.
[c] Cumartesi ve Pazar günleri özellikle yayınlanan gazetelerin magazin eklerinde sunulan yüksek burjuva hayatından kesitler ideolojik boyamadan ibarettirler.



[1] Moliére, Le Bourgeois Gentilhomme (Kibarlık Budalası), seyirlik bir oyundur. İlk kez 14 Ekim 1670’te sahnelenmiştir.

 

***...***


Anılarım çerçevesinde yer alan “Olaylar & Olgular” dizisinin 36’ncısını izlediniz. (O&O-36: Röprodüksiyon)


Seref Sayman

Saros Körfezi, 26 Agustos 2008

[📷 Eligül, Gökmen & Işık aileleriyle birlikte, Gelibolu Yarımadası tarih & kültür gezisi, Çanakkale Savaşları & Şehitlikler, Eceabat, Çanakkale, (Ağustos 2008).] 

(*) Önceki Makale: EK-42: Eğlence, Şehirleşme ve Sanayileşme

(*) Sonraki Makale: EK-43: “Eğreti Burjuvalar”ın Eğreti Entelleri 

***…*** 

[ÖNCEKİ] << [ANILARIM] >> [SONRAKİ] 

>>> [İçerikDizini] >>> [O&O-37: Türkçe Mescit] 

***…***