Şakacı Sokak Çevresinden Masallar

 

[📷 Annem Nevin, babam Nurettin  & Hayrünisa ablam eski evimizin (şimdiki Mehmet Sayman Ap.) bahçesinde, köpeğimiz Jo ile birlikte, Kazasker Şakacı Sokak, (1983).]

Yakın Semtler Üçgeninde Sınırdaş Mahalleler 

ŞİFRELİ ISLIKLARIN KELEBEK UÇURDUĞU SEMTLERDE KARINCA KARARINCA ZİHİNSEL GEZİNTİLER… 

Şakacı semtlerin tarihini, sosyal iklimini, coğrafyasını, topoğrafyasını, toplumsal hayatını, geçirdiği değişimleri, insan tiplerini, atmosferini, doğal güzelliklerini, unutulan değerlerini, yeme içme kültürünü, komşuluk şiarlarını, paylaşım hazinelerini, gecesini gündüzünü, yazını, kışını, folklorik yapısını, eğlence hayatını, daha nice özelliklerini kendince gören sayfaları çevirmekle meşgulsünüz. Burada yanak yanağa kaleme alınan yazılar ne bir tarihçi, ne bir coğrafya uzmanı, ne bir topoğraf, ne de bir turizmci, kâşif, ya da bir eğitmen gözüyle yazılmaktadır... Sadece bireysel özgün bir duyarlılıkla, çevresine gönül gözüyle bakan özgür bir anlayışla kaleme alınmaktadır. Yalnızca örf, adet, gelenek, dil ve tekrar yaşanması olanaksız olan hatıraları bulabilirsiniz bu eserler kolektifinde... 

[📷 Kadıköy iskele meydanı, (Aralık 2018).] 

Zaman her şeyi eskitir ama gökleri şarkılarla çınlatan bizim semtlerin sokaklarını asla... 

Sahi Kazasker’den Kadıköy istikameti

Alacalı bulacalı bir yolculuksa ve zahmetli

Minibüsleriyle otobüsleriyle hoş bir sedadır

Zira hepsinde oturacak yer seçimi kolaydır

Oysa Haydarpaşa’ya giden raylı yollardır

İster yirmi dakikalık yayan Suadiye’den

İster yirmi dakikalık yayan Erenköy’den

Kara tarafına inat sahilden derseniz

Yürü deseler yürümem koşarım Bostancı’dan

Örneğin ve yine sırasıyla

Eskileri baş tacı yapıp yeniden başlandığında

Sanki sırf minibüs yolu dediklerinden olacak

Şen ve mutlu evlere paralel bahçelerden

Park ve nergislere donatılmış Şenesenevler’e

Hangi cepheden çıkarsanız çıkın

Yokuşun her bir kıvrımına hüzünlü gülerek

Bizler için merhumlarımıza abide İçerenköy’e

Hendeklerden, tümseklerden şırıldayarak atlayan

Hani sıkıldım mı yeraltına damlayan dereler boyunda

İlkbaharda şakıyan gelincik tarlalarından Kozyatağı’na

Ve çayırın bittiği yerde Ankara Asfaltı’na gömütlük tünelden

Geçip de ulu Kayışdağı’na yüzleşerek Küçükyalı’ya

Üçgen masalımızın sınırları çizilmiş hani derler ya

Şimdi bakalım bu ne yaman gençlik malvarlığıdır

Biz ki yetmişlerin çocukları için çok eskiyi bilmemiz,

Doğum tarihlerini yaşamış olmamız çok zor, asırlardır

Ama tarihe gömüldüğü yılların başlangıcına kadar

Anlatmak istenecektir gönülden düşen bir yaprak gibi

İnancım o dur ki çoğu kez tavanlara kuvvet yaya

Hani âşığa Bağdat Caddesi sorulmaz derler ya…

 

Her Açıdan Üç Köşeli Mahalleler 

[📷 Pire🚲 ile “Doğduğum Yere” Turu; Pamuk Sokağı, Ayşe Kadın, (Temmuz 2017).] 

Şimdi değiştirilmeye yeltenilen sokak isimleri bile bir tuhaf değişmiş. Neden değiştirirler ki bu sokak isimlerini? Sanırım modernizasyon dedikleri kaval çabalara kılıf bulmanın çaresidir. Her neyse; benim için o sokaklar hâlâ bizim bildiğimiz gibidir, aynen hem çocukluk hem de delikanlılık dönemimizi yaşadığımız mahalle aralarıdır buralar. Çünkü hem aile hayatımızın, hem öğrencilik yaşantımızın, hem de çocukluktan ergenliğe merdiven dayadığımız varlığımızın geçip gittiği önemli bir bölümünün bu sokaklarıyla özdeşleşmiş, hatta bütünleşmiş mekânlarıdır. 

[📷 Erenköy, (Aralık 2018).] 

Kazasker Şakacı Sokak’a komşu semtler üçgeninde her bir mahallenin ayrı bir tadı ve baskın, özel haritalı bir hatırası vardır. Bu muhitlerin yaşlı olanlarımızdan dumanı üstünde yeni yetmelere kadar ayrıksı yerler olarak kalmış olmasını oralarda yaşayan her bir kimliğin bireysel ve toplumsal yaşamında kayda değer bir başkalaşım süreci geçirmiş olmasına bağlıyorum. 

[📷 Baytur Konutları, Şakacı Sokak, Kozyatağı, (Şubat 2009).] 

Sözü kayda değer olarak nitelenebilir mi bilemiyorum, ama devrin başvekili Adnan Menderes ve tayfasının o ellili yıllarda fırtına gibi fütursuzca başlattığı, akabinde de altmışlı yıllarda gırla yürütüldüğü İstanbul’u ‘altüst’ eden o “istimlâk” dalgası, bazen kimi ailelere çarpıyor ve göçlere neden oluyordu, bazen de eskiyi toprak altına gönderiyor, yeni mevzileri su üstüne çıkarıyordu.


Anadolu yakasının bu üçgeni de bu ‘çağdaş’ sosyetik hayattan pay almaması söz konusu olamazdı. Kadıköy, Göztepe, Caddebostan bir yana, bilhassa yakanın tuzlu sulak cephesine yakın semtleri: Erenköy, Suadiye, Bostancı ve Küçükyalı’nın güney yerleşikleri o zamanlar sayfiye sayılan bu bölgede kâh bahçeli evlerde oturuyorlar, kâh adına ‘apartman’ denilen betonarme toplumsal binalarda yaşamanın erdemliliğine kavuşuyorlardı. İşlek caddeler de parlak bir döneme girmiş sayılırdı hani. Aslında cadde üstünde oturanlar için ayrıcalıklı bir durum söz konusu olsa da, sert, hoyrat ve dışa açık yönüyle tehlike oluşturacağından özellikle çocuklar için pek seçkin alanlar sayılmazdı.

 

Kız erkek arkadaşlıkları, yazlık sinemaları, mahalle arkadaşlıkları, sevda sanılan duygular, bahtiyar komşuluklar, her evin sanatkâr yadigârı bisikletler ile yapılan gezintiler, plaj seferleri, hafif tonajda vuku bulan kıskançlıklar, ama her daim şiddetli kulüp taraftarlığında yapılan tartışmalar, kaçamak da olsa uygulanan içkili nakaratlar... Bunların tümü bu üçgen hudutlar arasında bizler için ilk kez yaşanmış bir yığın şeydi...

 

Şimdi “di”li geçmişle anlatabiliyorum ancak... 

[📷 Şakacı Sokak’ın Seçkin Sakinleri, (1960’lar).] 

[📷 Asırlık Cavit Paşa Köşkü, (bugün Vitra Mağazası), Suadiye, (Aralık 2018).] 

[📷 Hayrettin ağabeyim bizim eski bahçede (bugün Mehmet Sayman Ap.); Kazasker, Şakacı Sokak, (Aralık 2018).] 

Seref Sayman

Babaeski, Ekim 2018 -Eylül 2020   

[📷 Covid-19 hayatımızda: maskeli günler; Babaeski, (Haziran 2020).] 

(*) Önceki Makale: Dan Dan Çekilin Yoldan Savulun Çocuklar Geliyor!!

(*) Sonraki Makale: Bir Başkadır Benim Çiçekli Semtlerim 

***…*** 

 [ÖNCEKİ] << [ŞAKACI SOKAK] >> [SONRAKİ] 

>>> [İçerikDizini] 

***…***