Şakacı Sokak'tan İnsan Portreleri (Geri Vites Hayatlar)

 

[📷 Şakacı Sokak’tan İnsan Manzaraları, Kazasker, (1955)]

Yaprak Dökümünde Bir Şakacı Sokak 

Yağmur yağdıktan sonra, şuraya buraya ışıklar serpildi gökyüzünden. Aydınlık, gölgelerin içine martı kanatları gibi parça parça düştü. Pencereyi açtım. Ötelerde bir gökkuşağı, belli belirsiz uzanmış yatıyordu. Birden sarıya boyandı bütün bulutlar. Durmadan, koşan bulutların rengi hızla değişip, pembeye döndü sonra. Sonra kahverengi, sonra gri ve sonra da kül rengine. Uzak maviliklerde “toprak” adalardı bunlar. Artık koşmuyorlar, yüksek yerlere çekildikleri için… Ya evdeki saksı, bahçeden getirilen nemli toprak; gözlerim pencereden görünen kökleri güze serili, şimdi çıplak ve yoksul ağaçlarda, ahı gitmiş vahı kalmış pencerlerde... Sessizlik ise neredeyse evvel zaman içindekileri aydınlatıyor... 

[📷 Yukarıdaki fotoğraf detayı, Eligül ailesinin eski bahçesinde; Ayaktakiler soldan sağa: Şerife Toprak, Şerife Toprak’ın akrabası (aynı zamanda Hadiye Eligül'ün kiracısı), Tahsin Eligül, Naciye Tümcan, Gülzerin Tümcan, Şakacı Sokak’tan bir komşu, Hadiye Eligül, Zekiye Bala, Yakup Kutun... Oturanlar soldan sağa: Güzin Tümcan, (hemen önünde) Saliha Toprak, Türkan Kutun, (onun önünde) Sayime Kutun, Ahmet Toprak, (onun önünde) Cumhur Bala, Neşe Bala, Ayşe... (1955)] 

YENİDEN BAHAR OLSA.. 

KOMŞULARIN SICAK GÜLÜŞÜYLE AYDINLANSA AL GÜLLÜ BAHÇELER.. 

Hayhay geriye bakmak için çok çaba gösterilmeli

Ayakta kalmış birkaç candan daha dinlemeli

Şakacı Sokak’ın orijinal sakinlerini

Amma benim hatırlayabildiklerim altmış sonrası

Ve minikken tanışık olduklarım ile kandaş saydıklarım

Ve ilk ağızda sayabileceklerim ile sınırlı değildir hâşâ

Kimi vakit çocuk yaştayken kimi vakit körpe delikanlıyken

Rast gelse de birinden diğerine bu tarihçeler

Komşu geleneklerinde de muayyen mahalleliler

Hadi bakalım akla kimler gelecektir

Sırasıyla neşredelim kardeş-dost-arkadaş tümünü 

...***... 

Kimlerden nerden neresinden tanılamaya girmeli

Köklerden mahallemizin erbabı âlicenaplardan mı?

Artık lâkin pek büyük çoğu rahmetli olmuş

O güzelim Şakacı Sokak’ın güzelim insanlarının

Gayrı ekseriyetle tek tük öykü olmuş yaşam portrelerini

Beyaz kâğıda döker gibi bu volüm içinde tutkallaştırmaya

Silinmesi mümkün olmayacak şekilde iz bırakmalarını

Bu mazinin tumturaklı hikâyelerin kutlu sihirlerini

Mutlu bir destanda kolektif çözümleyelim hep birlikte

Sıra sıra mandallayalım fotoğraf şölenini

Dizi dizi sökerek beyin arşivlerinde kalan yadigârı 

...***... 

Bununla beraber biraz da tarih yapalım

Tarihe derinden derine bakalım

Ve eminim ki halen birçoğumuzun bilgisizce atladığı

Veyahut da bilinip de kasten kendine sakladığı

Ama çıkartıldığı kadarıyla bir lahza

Şakacı Sokak’ın o pek ünlü ailelerini

Hatta ünsüz ünlülerden önce gelen figürlerini

Lakaplarıyla namlı maruf saltanat dosyasını

Dinsel töreleriyle şanlı türbelerine ermiş babaları

Şeyhülislam cemaatine maarif kontenjanlı olanları

Ve askeri nizamdan emekli emeksiz paşa soyları

Koca sokağa muhtar olmuş zat-ı muhteremleri

Aslen asimile olmuş mamur ve bakımlı ecnebileri

Göçlerden nasibini almış bilumum familya evreni

Sonuçları vaktiyle harp ile programlanmış

Kadıköy’den bu yana Şakacı Sokak istikametine

Elbette Boğaz’ın asil Anadolu Yakası köylerine

Özelinde Kadıköy’üne, Erenköy’üne, İçerenköy’üne

Bağdat hattı üzerinde dere yataklarıyla sulanan

Bostancı, Ayşe Kadın, Kazasker, Kozyatağı köylerine

Ve İstanbul’un tüm diğer semtlerinde aynen olduğu gibi

Boşnaklar, Arnavutlar, Yugoslavlar, Selanikliler

Çerkesler, Abazalar, Kırım’dan Tatarlar

Tekmili muhtelif türden göçmen sayılanlar gelip yerleşmişler

Şakacı Sokak da geç kalmamıştır nasibini almış oymakta

Özellikle Selanikliler, Arnavutlar

Ecnebi figüranlardan Ermeniler, Rumlar

Ama esas itibariyle haklarını iade edelim

Erzincan’dan çıkıp kök salanlar

Sonra tabii yurdun dört yanından yumrulananlar

Özellikle benzetmekte güçlük çekmeyeceğimiz

Karadeniz’den gelen noksansız ahali uşaklar

Ve de elbette aklıma gelmeyen diğerlerine

Tatminkâr ölçülerde yerler bırakılır, haiz edilir 

...***... 

Dedim ya saymakla bitmeyecek,

Hele uzun birer mısradır bu denemeler

Bir yerden başlayacağız yüzde yüz

Ekal familyasından, Eligül familyasına

Kutun familyasından, Yüksel familyasına

Sayman familyasından, Toprak familyasına

Arada kaçan familyaları da hatırlayıp

Çalışacağız üzerinde çıkartacağız grafiklerini

Bu sınıfın adı belli “Şakacı Sokak Portreleri

Katkılı laboratuvar şartnamenin baş tacıdır

Bir zaman müsaade ile salt adlara değineceğiz

Çalışmanın ömrü vefa ettiği kadar

Portrelerin biyografisine de

Kolektif destek biyolojik değerde aktığı sürece

Sıra sıra bir yaşam ipidir, dizilip başlanacak sözler

Sokağımıza renk vererek nitelikleriyle geçip gidenler

Ve elbette tüm inadıyla bu Sokak’ta yaşamayı sürdürenler

Hadi bakalım koyalım levent kalıtımlı uzunçalarımızı

Başlayalım ferahlatıcı veya buselik hayat makamından

Birlikte söyleyip birlikte raks etmeye

Şakacı Sokak çeperinde türküler söyleyip

Kıvrımlı bir yola yakışır tango eylemeye... (*) 

(*) Şakacı Sokak ve yakın semtleri için yazdığım “Arada Aşk da Kanatlanır” adlı şiirimden bir parça. (Antalya, Şubat 2008) 

[📷 Şakacı Sokak’tan İnsan Manzaraları, eski evimizin ön bahçesinde; Soldan sağa: Şerife Toprak, Nevin Sayman, Zehra Tunadan, Saliha Toprak, Yaşar İpçioğlu, Saliha Mumcular. (1968)] 

Seref Sayman

Saros Körfezi, Ekim 2018, Mart 2019

 

(*) Önceki Makale: Ha ha hayt, Komünizm o Kış da Gelmedi be ya!

(*) Sonraki Makale: Şakacı Bir Dünyada Devrimci Olmak 

***…*** 

 [ÖNCEKİ] << [ŞAKACI SOKAK] >> [SONRAKİ] 

>>> [İçerikDizini] 

***…***